"Tomurcuğa hapsolmuş tohum", bu satırı yazdım, durdum!
İpek böcekleri düştü aklıma ,kozaları, sonra civcivler, kabuğunda. Düşüncelerimi serbest bırakmalıyım, ne düşerse düşsün aklıma dedim...
Dedim de, deyince düşmeler uçtu gitti?
Düşünceler gelir gider, uçar konar kuşlar gibi, her düşünce bir diğerinin kovalayıcısi gibi.
"Hapsolunmanın kaç çeşidi var?" sorusu uçuştu bu kez!
Kendimin kendime tutsaklığı üzerinde düşünmeliydim, düşünmenin yetmeyeceğini bile bile.
Sadece düşünceler yetmiyorsa, nasıl bulacağım sorularımın cevaplarını?
Az önce tomurcuk çiçeğe döndü, ipek böceği kozasından uçtu gitti, civciv kabuklarını kırdı, yürüyor!
Ben ne mi yapıyorum?
İpek böceğinin yasını tutuyorum.