22 Aralık 2021 Çarşamba

ayrılanlar için ...


ne kadar zamandır blogbaşı yapmamışım, farkındayım da üstelik.
bir dolu bahane üretebilirim kendi kendime, üretmeyeceğim.
sene bitiyor ya belki ondan karalamalı çala kalem de olsa mı diyorum,
yok yok ,
yazma tutkuma karşı böylesi bir tutum takınamam.
birikti heybemde yine neler neler ?
video seçimimin hikayesi şarkının hikayesi kadar eski.
aslında "arkadaş" mı olsaydı Melike Demirağ'dan ?
onun sözlerinde de yollar var, ayrılmalar var.
belki bu iki şarkı üzerinden yeni "şarkı sözü okuryazarlığı" geliştirebilirim.
zaman zaman hüznün gölgesine oturabiliyorum.
kış zaten soğuk, hüznün gölgesinde daha çok üşüyorum.
hayat zaten alabildiğine karmaşık ya,
bırak hüzünlü şarkıları bir kenara diyorum demesine de...
ne bileyim ,
sanki acı, ızdırap içinde buluveriyorsun anlamadan kendini.
eski zamanlardan yeni zamanlara yol alıyoruz halbuki,
eski anlamlardan yeni anlamlara.
öf,
daha geçen gün söz vermiştim Zülkade ' ye ;
"Romantizme Geçit Yok" diye.
Şimdi bu yaptığım ne?

    

 

9 Ağustos 2021 Pazartesi

DO / CAVİT MARMARA

"Sanatın
Ahlakın
Ve dostluğun olmadığı kentler,
Çirkinin
Kötünün
Ve sahtekarlığın fabrikasıdır
Sen de mevsimlik işçi."
Cavit MARMARA

Dipnot ; bir kez okudum ve çantamda taşıyorum, aklıma düştükçe tekrar okuyorum, zihnimi açıyor. 
edinmenizi öneririm !


8 Ağustos 2021 Pazar

bohçamdan ...4

 


senaryolar üretiyorum.

gerçek ve gerçek dışı birbirine girmiş vaziyette.

oyun benim oyunum.

istediğim gibi oynamaya çalışıyorum.

benim dışımda gelişen olaylara hakim olamıyorum elbette ama onlarda benim hatalarımın sonucu aslında.

sözün özü; hak ettiklerini yaşıyorsun.

onlara senaryolar giydiriyorsun, uyduruyorsun yani..!

belki bu terapi.

başka türlü ayakta durman pek mümkün değil.

kabul et,

hazırlıklı ol,

karşıla,

göğüsle .. vs . vs ..

ve saireler küçük şeyler olarak algılanıyor ya ondan mı pek çok aksaklık ?

küçük şeyler farkına varmadığımız büyük sonuçlar yaratıyor !

30 ocak 2008 Çarşamba , Sapanca / Kırkpınar 02.40

7 Ağustos 2021 Cumartesi

sürdürebilirlik ...

kavramlara takılıyorum zaman zaman, sürdürülebilirlikte bunlardan biri.

yönetim sistemleri tarafı kendi cephesinden bakıp metinler, önermeler geliştiriyorlar. 

hayli arşivim oluştu kavrama ilişkin,

daha çok özel olarak betimlediğimiz hayatlarımıza kompanse etme tarafındayım,

büyük laflar etmeden kendi hayatlarımızın sürdürülebilirliğinin hikayesinin izini sürüyorum.

toplam kalite yönetimleri çalışmaları sürecinde kişilerin kavramı içselleştirmedikçe ne işletmeler ne kamusal alanlar ne sivil toplum yapılarında uygulamaları reeel anlamda geliştiremediklerinin şahidi oldum.

bu şahitlik birlikte yönetelim özetli yönetişim projelerinde de gerçekleşti.

kavramlar çok cazibeli olabiliyor ancak içselleştiremezsek, içlerini boşaltıp objektif olamazsak sonuçlarını görememek şaşırtmıyor.

kısa yazma çabamdan dolayı başlıklar halinde çoğalacak bu metni karmaşık bulabilirsiniz !

   

6 Ağustos 2021 Cuma

bohçamdan ...3

 


düşünmeye zaman ayırmak gerekiyor...hem dinginleşmek hem sadeleşmek için. ne kadar çok karmaşa içinde olduğunu o zaman fark ediyorsun . dinginleşmek apayrı bir olgu .. sadeleşmek biraz daha kolay. hayatındaki ayrık otu sandıklarını temizlemek. her ne kadar ayrık otları da işe yarıyorsa “ayrık otu işte” deyip söküvermek...!doğru mu? doğaya bakıp yanıtlamak lazım ama o da o kadar zor ki! işte biri ayrık otlarını temizle diyor, temizliyoruz. çok sorgulamadan, öğrenmişiz bir kere .. ya ayrık otu diye ayıkladıklarımızın bir kısmı ayrık otunun ötesinde bir şeyse? ya o ayrık otu sandığımız ot hayatımızın seyrini değiştirebilecekse...?bunun farkına varmak zaman alıyor. bazen  yitirdikçe bazen kazandıkça anlaşılıyor; hangisi ayrık otu hangisi değil. işte onun için dingin ve sadeleşmiş düşünce seanslarını seviyorum.

18 mart 2008 Salı . 13.40 ..Sapanca / KIRKPINAR


4 Ağustos 2021 Çarşamba

bohçamdan...2


tiyatroya gitmek....

”ayrılık” üstelik .. behiç ak’ın oyunu...

yalnızlığı tanımlamak ve yaşadıklarını, yaşayacaklarını...!

duygularını bastırmak, kontrol etmek...onlarla yaşamak .yoksunlukları büyütmeden, mutlu olmayı başarmak...!

hep yazdım...

yaşayacaklarıma hazır olmak için ..zinde  kalabilmek için ..

hayat böyle bir şey işte, süre giden ..

hep iyi olmayabiliyor; inişler, çıkışlar.

Üzüntüler, sevinçler hep beraber harmanlanıyor.

Buluşmalar, hasretler ..

Varlıklar, yokluklar.

Ying Yang....

Bedeller....

İstesen de istemesen de ödeniyor.

 

Boşuna seni birilerinin aramasını bekleme.......!


29 0cak 2008 Salı /İzmit  Yıldız Cafe 23.00


3 Ağustos 2021 Salı

bohçamdan ...1

 


 

derinlik...

öykü dosyam için derinlikler oluşturmalıyım.

anlatıcı, kabul.

neyi anlatacağım, dinlenmek için..?

okuyorum, okumaya devam etmeliyim....

en son iki bilge karasu kitabı aldım.

bilge karasu’ yu baştan sona okuyacağım.

tüm kitaplarını.....

sonra ... sonra yine okuyacağım....

sonra ... denize karşı düşüneceğim!

belki kerpe ’ ye ufuk’ un oteline kaçarım...

en son kaçışımda fotoğraflar çekmiştim bir sürü...

belki bu kaçışımda en güzel öykümü yazarım...kim bilir ?

denize bakmak bambaşka ...

denize bakarken neler gördüğümü bilmiyorum.

bir şey görmüyor da olabilirim, çok önemli mi?

ha bu arada thomas mann’ a haksızlık ettiğimin farkındayım;

buddenbrook ailesi’ni çok sevmiş olmama  rağmen yarım bıraktım....!

en kötü yanımın farkına vardım tabii ki...

yarım bırakmak...

sahi daha neleri yarım bırakmıştım?

19 ocak  2008 Cumartesi ... 00.08 ...sapanca/ kırkpınar

 


2 Ağustos 2021 Pazartesi

çözüm odaklı olmak !

"önemli olan çözüm odaklı olmak" alt başlığı ile WhatsApp durumumda paylaştım bu videoyu.
üzerinde çok düşünmeden çektiğim görüntülerdi.
paylaşım sonrası iki duyarlı arkadaşımdan "ya elektrik varsa, çözüm probleme dönüşür" mesajları aldım.
şehrin göbeğindeki park havuzunda (bir hayli büyükçede) elektrik donanımı meselesi izlerken aklıma gelmemişti.
evet  çocuklar çözüm odaklıydılar, o havuza yakın bir mahalleden de değillerdi, müthiş keyifliydiler, hatta o mahallenin ebeveynlerinin yürüyüşe çıkardığı yaşıt çocukları da havuza heveslenince sıkıca engellenmişlerdi !
romantik yorum yapmak istemiyorum, aksine son derece realist yaklaşıp konunun sosyolojik boyutuna odaklanmak istiyorum.
farkındayım sadece sosyolojik boyutun yeterli olmayacağının,
sosyal devlet olanaklarının nasıl kullanıldığına kadar gidebilirim.
bu havuzda bu çocuklar ve onların arkadaşları sık sık ve keyifle bunu tekrarlıyorlar,
biz süpermarketten çıkıp alışveriş paketlerimizle banklarda dinlenirken çok farklı bakış açılarıyla izliyoruz onları !
ya yeşim'in tayfun'un endişe duydukları gibi elektrik akımına kapılırlarsa (ki muhtemel) sonuçlarından kim sorumlu olacak?

Dip Not : bu notlarım bir projeye dönüşebilir. bu çocukların bizlerin çocuklarının denize ulaşabilme gibi olanakları olmadığının bilincinde olarak.
 

 

1 Ağustos 2021 Pazar

ağustos geldi ya ...

"ağustos böcekleri senfonisi muhteşem....
toprağı kokluyorum ve basıyorum.
yüreğim hopluyor.
yüreğimi toprağa gömüyorum,
çiçek bitiyor.
...suluyorum.
adsız dizeler ...1....MAŞUKİYE/ Kartepe /KOCAELİ".

31 Temmuz 2021 Cumartesi

fikret kızılok şarkıları ...

fikret kızılok şarkıları çalışıyorum. şarkı sözü okumaları yapamadım bu ay yoğunluktan. fırsat üretip yazacağım...



 

30 Temmuz 2021 Cuma

samimiyet ...

günlük koşuşturmacalarımızda kavramları ezip geçiyoruz çoğunlukla. zaten oturmuş bir kavramlar silsilesi var usumuzda, yetiyor. "samimiyet"'te nasibini alıyor tabii. içtenlikte diyoruz zaman zaman, "içtenlikli duygularımla".
ezip geçmemizin bir başka nedeni de kavramların içini boşaltmış olmamız sanırım. "samimiyet" hayatın içinden en kolay örnek,
hangimiz ne kadar samimiyiz ?
ben kendi adıma her zaman samimi olduğumu iddia edemiyorum,
samimi rolleri yapmam gerekiyor sık sık.
mütekabiliyet yasası icabı karşımdaki de güzel rol yapıyor diyorum sadece.
bugün de tiyatoranın perdelerini açtık,
iyi rol keselim ! 
 

29 Temmuz 2021 Perşembe

erteledikçe ertelemek ...

çetele tutmamışım ama ne çok ertelemelerim olmuş, kimisi inatla, kimisi tembellikten, kimisi zorluklarından, işte say sayabildiğin kadar.
erteledikçe erteleyesim gelmiş.
ertelediklerim için şimdi acele mi edeyim bilmiyorum?
oldukça fazlaca bölümününde gerçekleştirmek istediklerim olduğunu farkediyorum.
anlatıyorlar ya uzmanlar "erteleme harekete geç" ya da "en uzun yolculuklar bile ilk adımla başlar" !
kendini gözden geçirmeler faydalı oluyor;
eskisi kadar ertelememeye başladım,
memnunum. 

28 Temmuz 2021 Çarşamba

türküler ...

bugün türkülerleyim, türkülerin ustalarıyla...
dinlerken türkülerimizi,  memleketimi, dünyayı anlıyorum !


27 Temmuz 2021 Salı

devalüe etmeyin !

yok yok mesele iktisadi anlamda değil, kimseler üzerine...
son iki gündür etrafımdaki kimleri devalüe etmişim ona dikkat kesildim, farkında olarak bilinçli mi oldu bu ya da hayatın akışında bir yerlere oturtmaya değer göremediğim için mi ya da başka başka nedenlerle mi?
siz devalüe etmeye başlamışsanız, sizi de devalüe edenler vardır muhakkak.
"aman ya, ne var bunda?" diyenlere diyecek bir sözüm elbette olamaz, herkesin tercihleri kendine.
bana faydası değerler sistemimi gözden geçirmemi tetikledi,
daha dikkatliyim şimdi. 

26 Temmuz 2021 Pazartesi

anti sosyal medya ?

sosyalleşmeyi ne çok istiyormuşuz ve "sosyal medya" kanalları sayesinde ne çok sosyalleştik mi?
emin değilim !
konuya değgin yazılan çizilenlerin peşindeyim.
gelen alfa kuşağı üzerinden bakarsak daha da hayatımızın merkezindeki yerini kaybetmeyecek gibi sinyaller var.
şimdi sosyal medya varsa "anti sosyal medya" da var mı merakındayım?
her olgunun bir antisi var olabiliyor ya,
sosyolog arkadaşlarımla konuşmam gerekecek,
kendi kendime konuşmayla işin içinden çıkamayabilirim!  

25 Temmuz 2021 Pazar

kırılgan yanımız ...

kırılma noktalarımızla kırılgan yanımız nerelerde kesişiyor, birbirleriyle ne kadar alakaları var bilmiyorum, zannımca ortak kavramsal ortak noktalar var herhalde?

stresimizi kontrol etme zahmetindeyken bu "kırılganlık" meselesini de konuşmalıyım kendimle fikri düştü usuma...

kendime söylenmiyorda değilim;

dümdüz yaşa gitsin, satranç oynar gibi yaşamayı bırak, zaten olacak olan olacağına varıyor, farkındalık geliştireyim dedin de ne oldu, otur oturduğun yerde gibi gibi !

biliyorum, dünyanın çok daha önemli sorunsalları varken bunlarda neyin nesi fikride meşguliyetlerimden, insani olduğunu farzettiğim küçücük gibi algıladıklarımızdan yola çıkarak büyük resmi görmek tüm çabalarımın özü.

beceririm herhalde ?

24 Temmuz 2021 Cumartesi

şaşırmama yetisi ...

hiçbirşeye şaşırmama yetimin geliştiğini farkettikçe seviniyorum.

bu yetimin gelişmesi somut olayları analiz etmeme korkunç yardımcı oluyor.

olgunlaşmaktan farklı bir durum diye düşünüyorum,olgunlaşma yolculuğu daha uzun.

hiç beklenmedik şeyler ürkütmüyor, daha kolay başa çıkıp daha mantıklı bakabiliyorsunuz.

mantalite önemli...

dip not ; 4 haziran'da "şaşırmamak yeteneği " diye de yazmışım, meraklısına...

23 Temmuz 2021 Cuma

dans edenler mutludur !

mutluluk arayışımın en harika durağı dans.
hangisi olursa olsun; halk dansı, tango, latin, samba veya ...
dansı hissederek yaşamak gibisi yok bence,
bazen gözlerini kapatarak,
bazen çığlıklar atarak ya da içindeki ses ne söylüyorsa söyleyerek dans etmek.
dansı duyumsadığınızda, kendinizi dansa teslim ettiğinizde özgürlüğünüzüde elinize alıyorsunuz, ritme bile kafa tutabilirsiniz hatta.
dans edenlerin mutlu olduğunu düşünüyorsanız bugün dans edeceksiniz demektir,
en güzelide tek başına dans edebilmenizin mümkün olabilmesi ! 

22 Temmuz 2021 Perşembe

smoke on the water ...

deep purple'la tanışmam 70'lerin sonları... sonrasında pink floyd, rolling stones, santana ve diğerleri... efsane bir dönem benim için. bir yandan anadolu rock yol alıyor, üç hürel, ersen dadaşlar, cem karaca moğollar ve diğerleri. unuttuklarım var demeyeceğim listeyi uzatmak istemememden.. 68'lerin enteresan bir versiyonu mu yaşadığımız desem çok doğru bir tespit olmayabilir.
fazlada eşelemeden tekrar dinlemeler geliştiriyorum fırsat buldukça.
 sanıyorum bizim kuşak baby boomer'lar dışında Z kuşağındakilerde hala dinleyebiliyorlar o günün müziklerini.
notlamalarımı geliştirip tekrar yazmalıyım bir vakit.

 

21 Temmuz 2021 Çarşamba

carpe diem ...

herkesin kendi penceresinden erişmesi daha anlamlı sanırım,

acı varsa yaşa sevgideysen tadını çıkart filan.

son günlerde çok film seyrettim ve seçimlerimin birçoğunda karşılaştım "carpe diem" le.

aslında akıl vermek en kolay edim edimler içerisinde,

reelde neyi yaşıyoruz,

yol nasıl,

hep düzlük olacak hali yok,

tümseklerde ne oluyor,

hepsine cevap bulmak zorundamıyız,

nefes alıyorsak hesaplaşmaları bırakmalı hayata sımsıkı sarılmalı dimi,

"bi carpe diem vereyim abime, ablama"...


20 Temmuz 2021 Salı

"hiç beklentim yok !"

Zülkade "bu kocaman bir yalan" diye bastı çığlığı,
neden bu kadar tepki verdiğine şaşırmıştım,
"beklentilerimiz bir sır gibi içimizde bir yerlerde saklanıyor, zamanı geldikçe ortaya çıkıyor, ortaya çıkınca da ..."
"eee" diyorum, "ne var bunda, hepimizin hayatı beklentiler üzerine kurulu değil mi?"
susuyor,
"makarayı başa sar, filmi baştan seyredelim" diye ısrarı tuhaf geliyor ama ne yapabilirim çaresizliğindeyim,
tamam ikimizin de ilişkimize dair hiç beklentilerimiz yok gibiydi de sonradan var oldukları ortaya çıktığı için mi bunca hezeyan ?
"beklentiler beklentilerle buluşamayınca buluşamıyorsun."
bu veciz sözüm üzerine sakinledi Zülkade,
"hadi o zaman, sıralayalım beklentilerimizi.."   

19 Temmuz 2021 Pazartesi

fi tarihli yazmalar 2.

umarım umarsızlığımdır,

saçaklardaki kuşlar sağdıçlarım,

yeter ki üşümesin yüreğim,

nasılsa örtecek bulunur üstümü.

18 Temmuz 2021 Pazar

fi tarihli yazmalar 1.

hissettiğin kadar yaşıyorsun

duyumsadığın kadar hissediyorsun

nağme içindeyse duyuyorsun

güfte yüreğindeyse okuyorsun.

17 Temmuz 2021 Cumartesi

"anlat İzmir" ...

şehirleri en güzel şairler anlatır müzisyenler seslendirir diye güne gözümü açtım bugünde, zaten İzmir şiirle müzikle haşır neşir bir halde bildim bileli , sevgili Şeyma ÖZBAY' ın "Anlat İzmir" ' ine yine bir İzmir sevdalısı Üstad Yaşar AKSOY' un İZMİR KALDIRIMLARI şiiri ile merhaba diyorum ;
sen benim çocukluğuma benziyorsun
levanten evinden sarkan sarmaşıktaki hüzün
bardak dolusu rıhtım yağmurunda hatırladığım
üşümüş vapurlarında öptüğüm kızıl yasemin

sen benim çocukluğuma benziyorsun
hıdrellez ateşine serpilen şaraptaki çingene akdeniz
eski gravürlerin etinde dirilen
  bayramyeri ikindilerindeki uzuneşek tiryakisi seyyah

sen benim çocukluğuma benziyorsun
çarşı, pazar, cumba, fesleğen, gevrek, incir,
radika mühürleri
hatırlıyorum seni pastanesinde, parkında,
mavna üstünde
dilim rembetiko, ruhum napoliten, gövdem harmandalı

sen benim çocukluğuma benziyorsun
tramvayına yandığım, faytonuna çarpıldığım
hey gidinin yandan çarklı imbat yosması
elma dersem çık, armut dersem martılara kaç

sen benim çocukluğuma benziyorsun
taşındaki ter, tozundaki esmer
gel helalleşelim
tarihimin, kaldırıma düşmüş en büyük aşkı.


 

16 Temmuz 2021 Cuma

ah İstanbul ...


güne gözümü nedense İstanbul diye açtım. önce Ah İstanbul' mu dinlesem yoksa köprüde balık ekmek mi yesem ya da İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı hallerine mi girsem derken yok yok dedim üstümüzden bir kuş geçsin bugün, kırlangıç mı olur ebabil kuşları mı  olur, bir kuş olsun yeter, bize güzel haberler getirsin, dünyayı güzellik kurtaracak hissini taşısın bize yeter.
yarın belki İzmir diye açarım güne gözümü... kim bilir !?


15 Temmuz 2021 Perşembe

eyvah, geç kaldım !

hayatta pek çok geç kalabildiklerimiz vardır, var olabilir, var olacaktır.
bu geç kaldıklarımızı gerçekleştiremeyeceğiz demek değildir.
hadi çok isteyip gerçekleştiremediğin geç kaldıkların için yola çık,
her neyseler !

14 Temmuz 2021 Çarşamba

kendini ötekileştirmek !

bunu becerebilmek marifet ister, başkalarını ötekileştirmek çok kolay, önce kategorize edersin, tahayyül ettiğin bir kimliği üzerine giydirirsin, insan olma vasıflarını bir bir yok edersin falan filan.

kendine yapmak istemediğin pek çok şeyi sana da yapabilecekleri aklına gelmez ama ilginç olan kabuğuna çekildikçe yine gittikçe ilginçleşen ötekileştiğinin ayırdına varırsın.

kendi kendine kendin için, başkaları için oluşturduğun örgüyü örersin.

ötekileştirmek ötekileşmek kadar hüzün verici bir ayrıştırma, uzaklaştırma.

uzaklaştırdıkça, uzaklaştırıldıkça sevgi kozasını öremezsin, hem kendin için hem ötekileştirdiklerin için.



13 Temmuz 2021 Salı

hep böyle kalabilmek ?

dün geceden beri bu şarkıyı çalışıyorum, efsane isimler Melih Kibar müziği, Çiğdem Talu sözleri ve Esin Engin düzenlemesiyle, herkesin herkesten bir şeyler alabildiği hayat sürecinde hep böyle kalabilmenin mümkünatı üzerine notlamalar yapma gayretindeyim.
düet hali eril dişil boyutları da taşıyor mu acaba diye de bir soru üretiyorum!



12 Temmuz 2021 Pazartesi

şiirimsi ...

boynu bükük kalmış sözlerdi dalından sarkan çiçeklerin,
tohumun ızdırabıydı toprağın içinde çektiği, 
çiçeğe durmak isteyen sardunyaların sancısıydı yansıyan,
gözlerim suya daldı.

22 haziran 2021 salı, İzmir, çiçeklerle konuşmalar.

11 Temmuz 2021 Pazar

anlam illaki anlam mı?

 " 11 eylül 2020 cuma,

hayata anlam katmak gerekiyor, durup dururken olası değil, neler yapmalıki anlamlı olsun hayatın, özel bir çaba gerektirmeside mümkün, ya da hayatını rahat bırak yolculuk devam ederken anlamını bulsun,varolan durumunu, varolan yapman gerekenleri yap, anlam bunların içeriğinden oluşuverir belki, sadece hayatıma şu anlamı katıyorum demekle olmayacağı aşikar gibi geliyor, bugün için hayatımın varolan anlamını yaşamalıyım en iyisi, gün güzel geçecek ..."

Dipnot ; günlüklerim üzerinden kendimi anlamaya çalışmalar.

10 Temmuz 2021 Cumartesi

belgesel mi?


 kaç gün bekledim çekebilmek için.hafta sonu "kargalar" üzerine çalışıyorum. ..

9 Temmuz 2021 Cuma

ayna ayna söyle bana !

en çok Salim Dündar'dan severim dinlemeyi Aynalar şarkısını.

bu sabah yüzümü yıkarken kaç zamandır aynaya bakmadığımın farkına vardım.

kendi kendimle konuşuyorum tamam,

niye aynadaki suretime bakıp konuşmuyorum?

o bir suret, ben bir gerçek,

ne anlatacaklar birbirlerine ?

yok yok bu bir rutin haline gelmemeli rutinlerimden kurtulmaya çalışırken !

ha, arada bir ritüel olabilir,

o kadarla kalmalı,

ritüellerde rutine dönüşebiliyor.

rutinler ezbere dönüşebiliyor,

her şey dönüşebiliyor, farkındayım.

yaşanmışlıklarımı, öğrenilmişliklerimi, rutinlerimi, ezberlerimi gözlüyorum usulca nasıl dönüşüyorlar diye ...  


 

8 Temmuz 2021 Perşembe

Ölüm üzre...


 bugün Dilek Özcengiz hocamın rubaisini ,fon resmini oluşturan küçük oğlakım Berk'in eseri ile takdim ediyorum. 

Sevgiyle sağlıcakla kalın. 

7 Temmuz 2021 Çarşamba

Zul ...


yüreğime kış düştü,

içim buz kesiği dilimde zul , 

söz bitti, sesim küstü, 

dalında kurudu gül, 

gözlerim hep ağlayası, 

göğünde çırpınıyor bülbül,

nasıl anlatsın bunu gönül?

İzmir,18 ŞUBAT 2015 Çarşamba


Dip Not ; "Özgecan" için yazmıştım.




6 Temmuz 2021 Salı

trajediler üretmek

hayat hep komedya değil,

tragedya faslı ansızın çıkıp gelebiliyor.

trajediler üretmek gibi bir yeteneğimiz var,

durduk yerde komediyi trajediye dönüştürebiliyoruz,

ying yang 'mı? 

acının tuhaf şekilde istenmesiylede alakalı olabilir mi?

acıyla beslenenlerle tanışıklığınız olmuştur,

mazoşist karakterler değil söz ettiğim,

karşısındakinin acı ve trajedilerinden beslenenler,

trajedi üretmekte mahirler onlar.

hayat pek çok yüzünden birini gösterebilir bize,

söz konusu maharetlilerden uzak durun,

olağan olan zor gelmeyecektir size !

5 Temmuz 2021 Pazartesi

Aşka müsade

"sana sade bir kahve" dedi Zülkade, 

"bana aşka müsade."

gitti...

Saadet'in gidişinden daha ağırdı gidişi.

gidenler kalanda neler bıraktıklarını farkedemiyorlar,

halbuki aşkı işin içine karıştırmayacağımızı baştan kabullenmiştik,

aşk tuhaf bir şey, laf söz dinlemiyor olabilir, O aşka karşı koyamadı, ben nasılsa aşkı kapının önüne koydum, yine de aşk bir yerlerden bulaştı ya, bitti.

aşkın diyalektiği dedim kendi kendime,

bende ki tüm şiirleri duruyor, 

şiirler aşk bitsede değerlerini korurlar,

saklıyorum. 

4 Temmuz 2021 Pazar

izdüşümler ...

kendi kendime anlatırken,
bu şimdi neyin izdüşümü diyorum duraksayıp.
nereden çıktı şimdi anlattığınla kel alaka olay?
karşılıklı konuşmalarımda da bir özür, sıkıcı, bunaltıcı, kafa karıştırıcı bir hal alıveriyor,
farkındayım.
belki izdüşümler işte diye de tanımlamamak lazım,
dinlemekte mi zorlanıyorum,
ya da bir arkadaşımın dediği gibi konuşmaya hasretlik bir durum mu söz konusu?
herhalde hepsinden bir parça mevcut,
terbiye edilemez mi dedim kendi kendime geçenlerde,
edilebiliyor gibi.
ediyorum...

3 Temmuz 2021 Cumartesi

parayla Saadet'in ilişkisi !

bugün Saadet'e teşekkür günüm,
inatla sürdürdüğüm "parayla saadet olmaz" anlayışımı değiştirdiği için.
zaten birçoklarının bu anlayış bir "züğürt tesellisidir" karşı koyuşlarına maruz kalıyordum ama hiçbiri beni Saadet kadar hırpalayıp anlayışımı değiştirememişti.
Saadet parayla saadetli oluyordu ben de Saadet'te saadeti buluyordum.
ve bugün noktayı koydu,
ya parayı bulursun saadetimiz devam eder ya da  Saadet gider saadetimiz biter.
artık parayı bulmak için yoğunlaşacak çabalarım,
işin şakası yok,
"parayla saadet olur" en güncel anlayışım.

2 Temmuz 2021 Cuma

taviz vermeyenler parmak kaldırsın !

soru çok şaşırtıcı gelmişti, birbirimizi ikna etmek üzerine kurguladığımız oyunda beklenmedik soruların gelebileceği aklımızdaydı, yalan söylemeden ikna edecek ya da ikna olacaktık.
on arkadaşız, suratlarımıza yöneldi gözlerimiz ;
en önce kim parmak kaldıracaktı?
hiçbirimiz kaldırmadık parmaklarımızı,
hayat hikayemiz boyunca ne tavizler vermiştik,
hepsi film şeridi gibi akıyordu.
mesele vermeli miydik vermemeli miydik noktasında düğümleniverdi.
hangi tavizi hangi nedenlerle vermiştik,
hangisi en çok yaralamıştı,
unutmuş muyduk,
hafızamızdaki en kötü yerini hala koruyor mu?
bunları konuşmadık,
verdiğimiz pek çok taviz içimizdeki sır olarak kendini muhafaza ediyor,
belki bir gün anlatırız.!  

1 Temmuz 2021 Perşembe

olacağına varmalar ...

bazen kestiremezsin olacakları,

olacağına da varır zaten.

neyin peşinde olduğunun cevabı yoktur,

yol sürer.

bedbinlik, bıkkınlık,bitkinlik değil olagelen,mutluluk yada huzur ne demekse onun peşindesindir.

ne kadar basit olduğunu bilsende neden bu kadar karmaşıklaştığını çözememenin kaygısındasındır.

gün gelir herşey yoluna girer mi?

30 Haziran 2021 Çarşamba

"Şarkı sözü okur yazarlığı " 2

 

eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı sözü ile alakalandırayım diyorum,
ama herhalde bu deyim sadece "sevgili"yi dışarda bırakıyor?
hiç olmazsa bu şarkının sözlerinde bir dolu realite var,
hüzün basmıyor,
kahır mektubu gibi değil,
eeee yare olacak tabi,
 ancak bu ayki seçimimdeki etken,
"bu maskeli balo"!
kimseyi takmayan hayata karşı maske takmanın anlamı ne?
içtenliği bir kenara paketleyip her gün maskeli baloya gider gibi hazırlanmanın alemi ne?
içimizdeki gizli sahtekâr yanımız mı zorluyor bizi,beni?
biliyorum,
her halükarda anılar kalacak kalırsa,
acı tatlı ekşi.
sahte yüzlerimizden vazgeçebilirsek geçmişi diriltemesek bile şahane bir gelecek bizi bekliyor olabilir mi?

29 Haziran 2021 Salı

rubâi

gün olur gam zamanın dem zamanına savrulur,

can şevke gelir cananına mest olur,

dereler kurur nefsin od ile haşrolur,

zannetme ki aşk dediğin laf olur.

Dip not ; 

rubâi demişim ancak ölçü yok, dil tam yansıtmıyor rubâiyi, nerede ne zaman karaladığımı da hatırlamıyorum.

28 Haziran 2021 Pazartesi

fırsat ver !

çok çok zaman önceydi, yakınmalardaydım her zamanki gibi;

"hep ben arıyorum onları, beni aramıyorlar! "

cevabı netti, "o kadar çok arıyorsun ki, seni aramalarına ihtiyaç kalmıyor, fırsat vermiyorsun ki, fırsat ver..."

önceleri kabullenmede zorlandım bu tezi, nasıl yapışıyor bazı şeyler üzerinize, epey zaman aldı teze uygun davranış geliştirmem.

ha , hala tam çeki düzen verebilmiş değilim bu halime,

"fırsat ver" harika bir motto aslında.

27 Haziran 2021 Pazar

taşralımısın vay vay...

taşra çok uzak bir yer değil, varoş olgusunun yumuşatılması, "taşralı" ifadesi şehirli olmamanın "küçümserleştirici" ifadesi, ötekileştirmenin tarihinde önemli rolü olan pozisyon.

şehrin merkezinde olanların unuttuğu bir zamanlar taşralı oldukları, hele bir kaç göbektir oradalarsa.

yansımaları en çok sanatsal gruplarda boy gösteriyor, kendi içine kapalı, entelektüel donanımlarından eminler ve taşralıyı ağzıyla kuş tutsa uzak tutuyorlar, bünyeleri kabul etmiyor.

burjuva ötekileştirmesinin küçük burjuva ötekileştirmesi versiyonu bir nevi.

şehre yeni gelen her taşralı bu süreci yaşıyor, 

taki "ehlileşip" şehrin kabulüne şayan olana kadar.

büyük ihtimalle bu somut durumun sosyolojik, antropolojik illaki psikolojik ve dahi politik nedenleri vardır.

üzerinde daha çalışmalıyım! 


26 Haziran 2021 Cumartesi

neka beklenti oka hüsran ...

hayallerimizde beklenti yüklüdür büyük ölçüde geleceğe yönelik,biz biliriz o beklentiyi,reel hayatta ürettiğimiz beklentilerden farklı,rahatsızlık duymayız duyurtturmayız, reelde ne mi oluyor?

sadece ilişkiler yumağımız penceresinden baksak ( hepimizin baktığı pencereler farklı meselesi de var ya) beklentiler listemizi üşenmeden yapsak ilişkilerimize dair,üf listeye bak dedirtir eminim.

neden bu kadar beklenti yüklüyüz,

bu yük bize başka hangi yükleri yüklüyor,

nelerin hammalı oluyoruz ve çoğunu atamıyoruz küfemizden? 

sadeleşsek beklentilerimizden ilişkiler yumağımızda sadeleşecek mi?

kendimi kandırmadan bu "durumu" hayatıma entegre etmeye çalışıyorum ve çok zorlanıyorum,

deneyimlerim gerçekleştikçe yol alabildikçe gözden geçirmelerim sürecek.

neyse ki bu alanda fikrî alışveriş yapabildiğim bir "ilham perisi" arkadaşım katkı veriyor,

yoksa halim,

neka beklenti oka hüsran! 

25 Haziran 2021 Cuma

hayallerim suya düşsede ...

ıslanmış hayallerimi sudan çıkartıp kurutuyorum,onlar için özel mandallar aldım renkli,böylece hayallerimi yitirmemiş oluyorum,komik gelse de.

zaten hepsi ciddi hayaller değil, en az yarısı komik.

komik hayallerimden vazgeçmenin daha kolay olduğunu keşfettim,vazgeçmelerin zorluğunu yaşadığımdan onları güncellemek işime geliyor.

öyle kolay kolay büyük balık sendromunada yakalanmıyorum artık.

hatta büyük küçük ve benzeri kategorilerimde yok hayallerim için,

ama hep hayallerim var !

gerçekleştirebildiklerimle yetinmeyi de öğrendim sayılır,

hayal kurmaktan geri durmayın.


24 Haziran 2021 Perşembe

papatyaların tılsımı

postmodern çağda klasik romantiklerin papatyalar üzerinden geliştirebildiği hikayeler ne kadar tutar?

televizyon dizileri analizleri,reytingleri hala müptelaları var sonuçları veriyor.

tekrar bir "acıların kadını" çıksa ortalığı kasıp kavurabilir gibi.

Müslüm Baba'nın yıllar sonra orjinal kitlesinden kopup yurt sathında popülaritesinin patlaması sosyomüzikologların  ( böyle bir bölüm var mı?)  tez konusu niteliğinde.

Kabuk değiştiren ne?

Papatya bulup "seviyor sevmiyor" yapabilirsek sorumuzun özüne yol alabiliriz diye düşünüyorum,

sevenler bir tarafa sevmeyenler bir tarafa ayrılır,

meydan muharebesi yaparlar,

ölen ölür kalan sağlar bizimdir.

Acaba sevenler mi kazanır,sevmeyenler mi?

DİP NOT ; Devamı haftaya.


23 Haziran 2021 Çarşamba

".. olduğumuz gibi kabul ettik..."

üç gündür kıvranıyorum bu konuşmayı kendimle yapabilmek için !

başlık yapamıyorum, " ilişkilerimizde ki koca yalanlardı " önce,karaladım,içime sinmedi ama doğrusu bu diye bir ses dürtüyordu.

yalan mı ; her ilişkimiz birbirimizi olduğumuz gibi kabul ediyoruzla başlamıyor mu?

sonra ...?

değiştirmek için ne çabalar ne çabalar,farkında olarak ya da olmadan,bilinçli ya da bilinçsiz ...

karşımızda görmek istediğimizi oluşturmak için ne yaratıcılıklar !

sadece gönül ilişkileri değil tüm ilişkilerimizde hakimiyet ya da kontrol bize geçtiyse yapıyoruz bunu, hiç yalana dolana dalmayalım, 

birazcık dürüst olalım, önce kendimize sonra O'na ( her kimse ),

gerisi gelir sonra.


22 Haziran 2021 Salı

21 Haziran 2021 Pazartesi

bencilim, bencilsin, bencil ...

birde çoğulunu okuyalım ;
benciliz,
bencilsiniz,
benciller.
sanki hiçbirimizde olmayan bir özellikmiş gibi inkar ettiğimiz,
"sakın bencillik yapıyorum sanma"larla savuşturduğumuz,
durabildiğimizi sandığımız kadar uzak durduğumuzu düşündüğümüz saklı meziyetimiz.
hangimiz bencilliğin iyi bir huy olduğunu öğrenerek büyüdük ya da büyüyoruz?
bal gibi bencil olduğumuzu bile bile neden görmezden geliyoruz?
bencilliğimiz bizi hiç utandırdı mı?
bencilliğimizi kabul etsek belkide kendimize yönelmiş karşı bencil duygulardan fazla yara almayız !


20 Haziran 2021 Pazar

karşıtların birliği mi?

birkaç tane ansiklopedim, sözlüğüm hala duruyorlar mı ?

en son ne zaman kapaklarını açtım? 

dilimin değişme serüveninde bu iki sorunun cevapları önemli mi?

tez antitez sentez kavramlarını ne zaman öğrenmiştim ?

karşıtların birliği de nereden çıktı, kim dediydi ?

birisinden ying yang diye bir şey duymuştum !

farkındalık da önemliymiş meğer,

hele anı yaşamak !!!

böyle böyle aydınlanmak mümkünmüş.

bütün bunları anlamam için "disiplinler arası bağlar kurarak düşün " dedi hocam.

düşünüyorum.

18 Haziran 2021 Cuma

neyin galibiyeti ?

hayat kurgularınız hep galibiyet üzerine mi?

güne maça çıkar gibi başlıyorsanız olabilirliği yüksek bir varsayım.

sahi,

güne başlamanın önemininin ne kadar farkındayız?

hiç başladığı gibi biten günleriniz olmadı mı?

peki kurguladınızda ne oldu?

sorular üretirken kendi kendime de cevaplar veriyorum,

verdiğim her cevap bir ezberin ya da öğrenilmişliğimin karşılığına denk düşüyor.

kurgulamak akıllıca gözüküyor,

planlamak gibi.

bir öyküyü,romanı ya da senaryoyu,tiyatro oyununu kurgulamak kadar kolay gelmiyor bana,hayatın bir gününü kurgulamak.

her kurgu toslamasında zihnim daha çok aydınlanıyor!


17 Haziran 2021 Perşembe

şiirim geldi

uzun zaman oldu yazamıyorum.

şiir zulmedici,

illa ki hüzün mü istiyor,

acı,ızdırap felan.

en çok okunanlarda bu minvalde şiirlermi bilmiyorum ama bana öyle geliyor.

evet şiir yazmak duygumu ruhumun her zerresinde,hissediyorum.

hüzün, acı,ızdırap yaşamama rağmen yazma inadımı sürdüreceğim,

şiir doğum sancım süredursun !

16 Haziran 2021 Çarşamba

sokak bütün dünyamızdı ...

yıllar sonra, doğduğum sokak merakım depreştide depreşti,henüz birbuçuk yaşında göçmüş olmamıza karşın.

valide hanım rehberliğinde bulduk,neredeyse hiç değişmediğini öğrendim kasaba büyümüş olsada. 

sonra ilkokula kadar yaşadığımız sokak,ardından ilk ergenliğim, bıyıklarımı terlettiğim sokak...

o sokaklarda, hatırladıklarımı hatırlatacak hiçbir şey bulamamanın hüznünü yaşamam.

oysa o her iki sokak,sokak arkadaşlarımızla bütün dünyamızdı. 

daha sonraki hayatlarımızda yaşayacaklarımızın önsözüydü,

oluşan karakter ya da kimlik (ne derseniz deyin) yapılarımızın köşe taşlarını barındırıyordu.

düşmeyi kalkmayı beraber deneyimlediğimiz hiçbir sokak arkadaşım da o her iki sokakta değillerdi.

isimleri de değişmişti muhtemelen.

şimdi fotoğraflarını bulup bu hikayeyi konuşmalıyım diyorum kendimle.


15 Haziran 2021 Salı

Ütopyalarımıza ne oldu?

dünya kadar müsvedde kağıt hazırladım,kurşun kalemimle geçtim başlarına,önce yazacağım bloğa sonra aktaracağım inadındayım bugün.belki doğaçlama kendimle konuşmalarım gibi olmayacak,uzun yazmayı deneyeceğim. 

üç gündür,ütopyalarım neydi yada ütopyalarımız nelerdi,usumda dolanıp duruyor?

ne kadar bencildik, kimler için,ne içindi tasavvurlarımızda "ütopiksin arkadaş" yaftasına maruz kalıyorduk?

net hatırladığım kırk,kırkbeş yıl öncelerden,Campanella'nın söz ettiği "güneş ülkesi" vardı bir yerlerde ve biz ona doğru yol alacaktık,

alamadık!

o günlerden bu günlere neden yol alamadığımıza dair anlatacaklarımız ne kadar çok kimbilir?

ütopyalarımız için konuşmalıyız, 

sırf lafazanlık olsun diye değil tabii.


14 Haziran 2021 Pazartesi

Hayatımızın kenar süsleri

nasılda özen gösteririz kenar süslerine hayatın zaman zaman,

bizi yıprattığını ayırt edene kadar.

kendimize yapmadığımız iyilikleri onlara yaparız.

biliyorum "iyilik" çok subjektif bir kavram,

hislerle içiçe.

hayatı sadeleştirmeli diyoruz ya,

kenar süslerinden mi başlamalı ?

belki de keyif alıyoruzdur,

bazı üzerimize sinmişliklerden arınmak kolay bir tercih olamıyor.

bugün yağmurlu güne uyandım,

yağmurla yunarsam faydası olur mu zihnimi !?



13 Haziran 2021 Pazar

Zülkade 'yi anlamak !

empati en önemli reddedişi,nostaljiden nefret ediyor,sadece hırçın duyguları var,kimseyi sevmiyor ama seviliyor,tek zaafı kuşlar.

"kendimle konuşmalar" sürecinde (belki önce) daha sıralamadığım karakter özellikleriyle zihnimde dolanıp duruyor.

bir türlü tamamlayamadığım "Yalnızlığın Senfonik Anatomisi" yazmamın gizli öznesi mi diye düşünmedim değil?

benim gözümde nesneleşmemiş özne halini korumuş olması da enteresan.

bakalım ...



12 Haziran 2021 Cumartesi

ızdırap şarkıları !

 susturamıyordum Zülkade'yi,o tiz sesiyle en yüksek oktavdan okuyordu;

"batsın bu dünya"yı.

bütün sokak ayaktaydı,

Makbule teyze "fesupanallah" deyip bakıyordu karşı balkondan.

Ciğerci Orhan şaşkındı,tavada çevirip duruyordu ciğerleri, 

az sonra bize getirecekti.

detone olmuyordu,utanayım mı sıkılayım mı komşulara karşı handikapında Kemal abi yan balkondan tefiyle Zülkade 'ye eşlik eder oldu.

hangi rüyadaysak "bitsin bu rüya" diye devam ediyordu şarkımız.




11 Haziran 2021 Cuma

Dost biriktirmek...

çok kolay söylensede en zor edimlerden,

karşılıklılığın yakalandığındaysa en kıymetlisi.

karşılıklılık bir borçlanmayı içermiyor,

mütekabiliyet anlayışı değil.

karşındakiyle anlam'da buluşmak.

ortak akıl da değil,

bir dolu farklılığın harmanlanması.

bu zorlayarak,zorlanarak olacak şeyde değil.

dost biriktirmenin sırları üzerinde çalışmalı.


10 Haziran 2021 Perşembe

karga karga gak dedi...

 


kaç gündür takipteydim,sonunda çekebildim.
terasta oluşturmaya çalıştığım doğal hayat takibinin bir parçası karganın banyo yapması,daha sonra kargalarla anılarımı konuşurum kendimle,şu an korkunç bir yağmurla boğuşuyorum.

9 Haziran 2021 Çarşamba

çare !

pansuman tutmaz yareme,

notalar susar hareme,

şaşılır kalır çareme,

gönül bu,coşar sinemde.

(Mırıldanmışım bir yerlerde...).

8 Haziran 2021 Salı

Rutinleşmeler ...

farkında olamıyorum rutinleştiğinin şeylerin,şeyler hayatın akışı işte.

farkına varır varmaz değişimlere odaklanıyorum;

ogün sokak değiştiremiyorsam kaldırım değiştiriyorum,

çay yerine kahve,

aynı park değil farklı bir parkta nefeslenme.

rutini bozamazsam (basit basitte olsa) sanki yaratıcılığım, o gün ki enerjim dip yapıyor.

şimdilerde konuşulur oldu ya,

tükenmişlik sendromu!

yahu yakalanmayayım şu mendebur sendroma diye çabalarım.

hayatın akışı bizden küçük değişimler bekliyor aslında,

gözümüzde  büyütmeden becerebilirsek ne âlâ! 


7 Haziran 2021 Pazartesi

Realist romantik ...

hümanizm ve romantizm en çok "hadi yaaa.." tepkisi aldığım duygu hallerim.

ne zaman tükendiler,ne zaman herkes bu kadar realist oldu hatırlamıyorum.

kuşaklar arası bir meselede değil bence.

bir romantiğin realist olabileceğinin kabul görmemesine hayıflanıyorum.

neyseki hümanist yanın su kaldırıyor,

romantik yanın,vay haline!

realizmi yadsımıyorum,aksine hem hümanizmayı hem romantizmi beslediği kanaatindeyim,

nereden kafama takıldıysa, 

realist romantik/hümanist olmaya devam ediyorum.


6 Haziran 2021 Pazar

Ne yapmalı ?

 


notlarım, yaptıklarım yapamadıklarım, heybemde biriktirdiklerimi bir araya toplama çabasının tezahürü.
ayna tutmak kendime.
galiba bu ayna tutmak mevlana'nın bir deyişiydi?
iki gündür sabahları konuşuyorum kendimle.
günün telaşına bulaşmadan.
 hala uzun uzun konuşmalara hazır değilim belki,
belki basit olanı yakalamak istekliliği ?


5 Haziran 2021 Cumartesi

Teras günü ...


ihmal ettiğim güllerim, sardunyalarım, asmam, ortancam, nane maydanoz dere otlarım, domates biber fidelerim ve diğer ekinlerimle konuşacağım bugün.kargalar,güvercinler ve serçelerin yemliklerini suluklarını tazeleyeceğim.
2019'dan kalma kayıt paylaşımım ondan.
dostlarımı çok özlediğimden ...



 

4 Haziran 2021 Cuma

Şaşırmamak yeteneği

 son yıllarda edindiğim en önemli yeteneğim olarak kabul ediyorum.

neden bu kadar geç kaldığıma hayıflanıyorum. 

herkesin herşeyi herkesten çok bildiği, ömrünü bilim yolunda tüketmiş hocalara parmak ısırtan bilgelerin, koçların cirit attığı bir ortamda şaşırmamak yeteneğiniz daha hızlı gelişiyor.

onun içindirki kendimle konuşmalarımda ahkam kesmiyorum, ne olur ne olmaz diye.

bu bir kabullenmişlik hali değil, anlama hali.

ben anlaşılmasamda karşımdakini anlama hali,

cebelleşmeme stratejisi.

böylesi bir durum en azından stresimi yönetmemde korkunç faydalı oluyor.

şaşırmamak yeteneğinizi gözden geçirin !

3 Haziran 2021 Perşembe

... felsefe yapma ...

 hayatınızın bir yerinde muhakkak bu  ikazla karşılaşmışsınızdır.

cevabınız ne oldu bilmiyorum?

bazen herhalde biz felsefeyi çok değerli görüyoruz da böylesi bir refleks üretiyoruz diye düşünmedim değil,komik gelmesin.

neden "şiir gibi kadın", "roman gibi hayatım var" diyebiliyoruzda biraz derinlikli konuşana "felsefe yapma" yı yapıştırıyoruz.

ve nasıl anlıyoruz felsefe yaptığını?

elbette akademik bir açıklaması vardır, 

felsefe sever olarak üzerinde duracağım.

birde "sokak feylozofu" karakteri türetmiştim,

neden türedi veya nereden peydahlandı hikayesi ile konuyu masaya yatırıp, kendimle konuşmamı size ileteceğim,

tabi tabi felsefe yapmadan !

2 Haziran 2021 Çarşamba

özdeğerlendirme mi?

evet, eleştiri ya da yüzleşme ya da yargılama filan değil,

özdeğerlendirme.

bu değerlendirme biçemi mutlu ediyor beni.

hayatımı kolaylaştırıyor.

şimdi bloğumda eski kendimle konuşmalarımı topluyorum ya zaman zaman,

virgülüne dokunmadan,

bütün önyargılarımı hapsediyorum bir kenara,

neydi, nedendi, nasıldı demeden yol alıyorum.

fakülteye otobüs yolculuklarımda Kula Manisa'da mola vermişiz ve "otobüs rübaileri" diye karalamışım bir not kağıdına,

Temmuz'un 17'si, sene 2017.

"ölçülseydi dünya malınan değerin,

yetmez idi malım mülküm bilesin,

ne zaman ki görmez oldu gözlerim,

kıymetin anladım ol nefesinin."

özdeğerlendirirsem, o ana dönememekle beraber tuhaf ve şu an tarifleyemediğim duygu yükü,

karalamışım ve benden çıkmış.

o ana dönmeye uğraşmıyorum.


1 Haziran 2021 Salı

Yolculuk bitmez...

 


şimdi bir yağmur yağsa,

ıslatsa yalnızlığımı, 

sonra bir şarkı çalsa ,

çoğaltsa gamsızlığımı.

Ingırlar Zıngırlar. 5 


31 Mayıs 2021 Pazartesi

"Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" 1e.

 Ah benim iyimser yanım,

hiç vazgeçmediğim, yenilsemde üzülsemde.

en basit hali bardağın boş dolu tarafı mı, en komik olanı Polyanna'mısın be abi! 

ne bileyim?

Ah benim aldanışlarım,

bir dolu aldanış.

aldatılma değil, bazen şair telaşından kaynaklanıveriyor.

neyse ki aklım başıma çabuk geliyor.

Ah benim kavgalarım,

önce kendi kendimle ne çokmuş meğer.

kavgayı hiç sevmedim, hala da sevmiyorum.

edersem kötü ederim (yumrukludan söz etmiyorum),hele sarı damarım kabarırsa.

Ah pişmanlıklarım,

yok desem bir türlü var desem başka türlü.

pragmatist bakış açım geliştikçe azaldığını hissettim,

belki iyi belki kötü!

Sus artık uslandır beni,

ya da "terbiye et" demek geliyor içimden.

susmanın çığlığa dönüşmesi ürkütücü olabiliyor,

ironik durumlardan biri.

Dipnot ; "Ah benim sevdalı başım" ı kendi kendimle konuşmam bitti. Her ay sonu yeni bir "şarkı sözü okur yazarlığı" planlıyorum. Beceririm herhalde!?

30 Mayıs 2021 Pazar

"Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" 1d.

 Ah benim yaralı ruhum,

tuz basarım geçer mi diye düşündüm, erişebilirsem benden bağımsız ruhuma.

olmaz demeyin, herşeyin ruhu vardır derler ya, kaç tane olduğunu söylemezler.

Ah benim insan kusurum,

martı Jonathan'dan beri "cennet kendinde kusursuzu bulmaktır" mottom olmuştu bir dönem neredeyse.

bulabildim mi?

Ah benim isyanlarım,

hep gürültüsüz patırtısızdılar.

arabesk yanım mı yoksa öne çıkacak endişesi miydi beni isyanlarımdan alıkoyan ?

Ah yalnızlıklarım, 

tariflere sığmaz "tekbaşınalıklarım".
yalnızlık değil tekbaşınalıkla imiş derdim, yeni öğrendim.

Gel artık uslandır beni,

kendimle yabancılaştırmadan ama.

Dipnot ; belki başka bir gün başka türlü okurum bu dizeleri, siz de belki farklı okursunuz sanırım. Yarın son kısımda buluşmak üzre.

29 Mayıs 2021 Cumartesi

"Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" 1c.

Kaç okyanus geçtim böyle,

karşı kıyıyı göremediğiniz, öngörüleriniz ve hatta uzgörülerinizle yola çıktığınız ütopyalarınızın karşı kıyıda olduğunu sandığınız uzun yolculuğunuzun hikayesini yazmak kolay değil.

hayat zaman zaman tek satıra sığmayacak deneyimler sunar.

Kaç denizde yitip gittim,

yitmelere hazırdım zaten, deniz hayatın izdüşümü, hakkını alır, hakkını verir.

yitip gitmek göze alınabilir.

Kırılmış direkler yırtık yelkenlerle,

ah ağabey, ne demiştin köy minibüsüyle şehre inerken;

ne çok mevzilerimizi kaybettik, farkındamısın ?

Kaç seferden yorgun döndüm,

aslında yorulmak çıkmıştı lugatımızdan ,

rağmen, yitmelere inat sürmeliydi yolculuğumuz.

 

Dipnot ; belki başka bir gün başka türlü okurum bu dizeleri, siz de belki farklı okursunuz sanırım. Yarın devam etmek üzre.

 

28 Mayıs 2021 Cuma

"Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" 1b.

 Ah benim sevdalı başım,

nerelere götürür her birimizi, tarifi güç.
sevda çok yoğun anlamlı, sadece aşk ile özdeşleştirmek yetersiz.
ben oldukça derinlikli görüyorum, daha bitmez tükenmez.
nelere nelere sevdalıyız, en başta belki güzel günlere!
herkesin güzel günden ne anladığına mı bağlı?

Ah benim şair telaşım,

tanıdığım her şair telaşlıydı, duygu geliyordu ve o telaşla kaydolmalıydı, kaçabilirdi, kaçmamalıydı, yerini o anın duyguları öbür anın duygularına terketmemeliydi !
şimdilerde modamsı anı yaşamakla alakası var mı, düşünüyorum?

Ah benim sarhoşluğum,

neyin sarhoşu olduğumuz değişken.
hepimizin sarhoşluk dereceleri bir mi?
ama sarhoşluk ayıplanacak bir durum değil bence, dışa vuramadıklarımızın kolaylaştırıcısı.

Ah çılgın yüreğim,


keşke her zaman çılgın olsa, korkmasa, vazgeçmese çılgınlığından.

Sus artık uslandır beni,

uslandır ama sessizleştirme, kanadı yaralı bir kuş gibi bırakma, gurbetin ıssızlığına gönderme.

Dipnot ; belki başka bir gün başka türlü okurum bu dizeleri, siz de belki farklı okursunuz sanırım. Yarın devam etmek üzre.

27 Mayıs 2021 Perşembe

"Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" 1a.

 Artık hepimizin bir sosyal medyası var ya; kendimizi ifade edebildiğimizi düşündüğümüz,paylaşımlarımızı  çoğalttığımız,biraz onlardan vazgeçme niyetimden bloğumda "kendimle konuşmalar" faslına dönmeye çalışmam.

Kendi halinde,ahkam kesmeyen,kendini gizlemeden,olduğu gibi olmaya çalışarak,meşhur copy paste'ler le çok bilmiş gözükme gayreti olmadan,meraklısına hitap eden ve falan filan işte,okuyorsanız siz çoğaltın!

"Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" şarkılardaki yalanlar dizisi mi yapsam derken birden "ah benim sevdalı başım" la usuma düşen bir fikir.

1a,1b gibi gidecek...

Bugün biraz ne yapmaya çalıştığımı anlatmaya çabalayacağım uzatmadan.

Uzun yazmaların okunmadığını deneyimledim,belkide twitter,ınstagram ve benzeri sosyal medya alanlarının yoğun kullanımı bundan.

Hatta işin kolay kısmının bu olduğunu farkederek ve koca ozanın Abidin'e dediği gibi;

"sen mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin,işin kolayına kaçmadan ama..." dizesinden etkilenerek belkide yola çıktım ...

Bugün değer verdiğim bir dost "disiplin" kavramı üzerine o kadar somut sözler söylediki,kendimi disipline etmek adına hergün disipline olmuş bir halde yola devam edeceğim.

Galiba "ah benim sevdalı başım" okuması dönemsel bir okumaya dönüşecek sanırsam.

Yarın, 1b'de buluşmak üzre dostca,sağlıcakla,sevgiyle kalın ...

   

26 Mayıs 2021 Çarşamba

Özür...

 Planladığım "Şarkı Sözü Okur Yazarlığı" serisinin ilkini bugün gerçekleştiremiyeceğimin üzüntüsünü yaşıyorum.

Çok ani gelişen ve yarın duruşması olan bir dava dosyasının hazırlıklarını bitirmem gerekiyor.

15 Mayıs'tan bu yana inatla her gün bir "kendimle konuşma" çabam bugün için bir "özür" konuşması hali.

Baştan savma olmasın kaygısı biraz da!

ha,bu arada şarkı listem küçükte olsa oluştu.

Hayat şarkılarla güzel. 

25 Mayıs 2021 Salı

Ah Benim Sevdalı Başım...

Bugün bu şarkıyı dinlemek sürecindeyim...Yarın becerebilirsem, uzun bile olsa,satır satır kendim üzerinden "kendimle konuşmalar"ı yazacağım.

 

24 Mayıs 2021 Pazartesi

bir "göç hikayesi" için notlar ...

basit olandaki ayrıntılar üzerinden karmaşıklığı anlamak mümkün.

beynimin ya da usumun üşengeç tavrından vazgeçmesi de gerekiyor tabi...

hafızamın işin içine bulaşması gerekiyor,

babamın ,anamın anlattıkları,dayımlardan dinlediklerim.

göç hikayeleri derinlikli hikayeler.

çok renkli diyesim geldi vazgeçtim,çok renklilikleri kavrayışlarımızdan (algılayışlarımızdan değil) dolayı galiba.

hikaye dediğin masal gibi değil ya!

neyse,

bir göç hikayesi masala dönüşürse ne olur endişesini büyütmemeliyim gözümde.

ne olur sanki hikayenin tadıyla masalın ki birbirine karışırsa?

üzerine belki biraz şiir ekersin,biraz destan damlatırsın,azıcık türkü sıkarsın...

hayır salata tarifi yapmıyorum,

"kendini terbiye etmek" başlıklı bir kendimle konuşma gerçekleştirmek istiyorum dediğimde aklıma gelen çorba terbiyesi kafamı karıştırmıştı biraz,

ondan. 

23 Mayıs 2021 Pazar

Yalnızlığın sessizliği !

Yalnızlığın kendine has bir sessizliği vardır.

Hissettirir.

Kimsenin duyamayacağı fısıltıları birde.

Eski bir sokak gibidir.

Anlatmak istediklerini görmek istersen görürsün.

Kendi halindedir,

hiç üstüne gelmez. 

22 Mayıs 2021 Cumartesi

kendinle hemhal olmalı önce !

 hayata zaman zaman farklı farklı anlamlar yüklemişim,

en çok bir "tiyatora" gibi anlamam yani, "hem tregedya hem komedya" olması vasfıyla.

 doğaçlama hali en samimi hali,

metin yok,ezber yok,detone olabilirsin,hata yapıp mimiklerinle toparlamaya çalışabilirsin,unuttukların da olabilir,zihninden birden fışkıran laflar sözlerde.

birazcık ya da çokça kendinle hemhal halimi bu acaba diye düşünmedim değil.

kimselerle hemhal olmadan kendinle hemhal olman..!

belki beklentiler tuzağından da kurtulabilirsin bu süreçte,kendinin beklentilerinle yüzleştikçe senden beklentilerin boyutlarını da farkedersin.

hayat tiyatorasında tam tragedyanın ortasında komedya keser yolunu ya da tam tersi.

her sabah perdeleri açtığımda hayata ,bekle beni sürprizler geliyorum diyorum uzuncadır,

acılı ya da sevinçli,ekşi ya da tatlı,çirkin ya da sevimli.

eh böylece hayatı daha iyi göğüsleyebiliyorum.

21 Mayıs 2021 Cuma

kahraman bakkal amca neredesin ?

 biraz kuşak konuşmaları galiba kendimle konuşmalarım.?

kahraman bakkalın süper markete karşı hikayesi hatırlarımızda ama yeni hikayeler ne halde ?

bizim şehre ilk harekat başladığında esnaf çocukları olarak yıllar içinde onların (kimse onlar) çırağı olacağımızın farkına varmıştık!

babalarımızın dükkanını koruyamayacaktık.

öyle vahşi kapitalizm bilgimizde yoktu,

nasıl mağlup olmayacağız derdindeydik.

ne kadar basit dimi?

mağlup olduk.

kahraman bakkal amcalarımız kimbilir nerelerde?

 


20 Mayıs 2021 Perşembe

İçimizdeki Şeytan'mı ?

korku filmi senaryosu yazıyor gibiyim.

içimizdeki çocuktan şeytana uzanan bir öykü nasıl yazabilirim?

gerçi içimizdeki çocuk zaten kocaman oldu,hatta sakalları ağardı peki şeytan ne hallerde?

hep korkularla büyümüş bir nesil bunun cevabını nasıl verir bilmiyorum ama şimdilerde çok farklı mı?

şeytan efendinin nereden peydahlanacağını bilen var mı?

ilginç olan çağlar boyu varlığı.

icatlar sürüyor ama illa bir şeytan icadı hali varolabiliyor.

ne savaşlar ,ne şiddet tükenmiyor ve bir şeytan ruhudur kol geziyor.

meleklerin şeytanla başedebileceği umudunu yitirmemeye çalışıyorum.

hakkaten ,size uyurken melekler eşlik ediyor mu ?


19 Mayıs 2021 Çarşamba

John Lee Hooker,Carlos Santana and Etta James...

 bugün kendimle konuşurken ( bu satırları yazarken) Hooker,Santana,James'in 1986'daki konserleri eşlik ediyor bana .

rock n roll ile tanışıklığım 80'lerin başı.

kendi küçük stüdyomuzda ,profesyonel iş yaşantımızın ilk basamaklarında korkunç bir müzik çeşitliliği içinde kendimizi var etme çalıştayında ( o zamanlar bu kavramı bilmiyordum) tanışıklığım.

45'likler,long play'ler,60'lık,90'lık kasetler,Unkapanı'na gidişler gelişler...

o zamanın güncelini yakalama telaşları.

en çok ne satıyor,kaset dolum listelerine arşivimiz yetecek mi telaşları.

sanırım detaylarını dikkatlice notlayıp aktarabilirim süreç içerisinde,hikaye 70'lerin sonlarıylada ilintili.

anadolu folk rock'ta geliyor ama biz ara kuşak enteresan bir edepli kuşağız...

benim kendi adıma tuhaflaşmam,Amerika'da okuyan arkadaşım Kemal'in henüz Türkiye'de baskısı olmayan Pink Floyd-The Wall albümünü hediye getirmesiyle başlıyor.

ve ardı sıra Deep Purple ile tanışmayla edepsizleşmiyorum ama sözlerini anlamasamda ritmin içimdeki saklanmış hatta büzüşmüş isyankarlığımla örtüştüğünü hissediyorum.

ha ,hazır kasetlerde Müslüm Baba o dönem en çok sattığımız...

yıllar sonra bir Fransız etnomüzikoloğun kitabı sorularıma ( o dönemden kalan) kısmen cevap oluyor.  

konser kaydı bitti,yarın ne dinlesem?


 

18 Mayıs 2021 Salı

Reddetmenin Bedeli ?

bir dönem tuhaf bir "reddetme" duygusu içinde idim.

iradem dışıda gelişebilen bir duygu durum haliydi sanki? 

herşeyi ,ne bileyim ,duyguları ,düşünceleri,eylemleri ve canlıları.

öğrenmeye karşıda oluşan bir reddediş hali belirmişti.

öğrenmek istemiyordum,en basit öğretildiği zannedilenleri dahi reddediyordum,öğrenemiyordum.

sonra sonra   bu "reddetme" duygusu benden nasıl uzaklaştı hatırlamıyorum.

kendi cümlem değil, bir edebiyatçıdan duyduğumu düşünüyorum kafama kazınan cümlenin ;

"hayat hakkını alır".

o "bir dönem" hayat hakkını almışmıydı benden?

"bedel" ödemişmiydim?

nasıl bir "bedel" di ödediğim?

ilginçtir, çetele tutmamışım, o yüzden sıralayamıyorum.

gerçek olan şu diyorum kendi kendime ;

her reddetmenin bir bedeli var.

bedeli nasıl karşılayıp, değerlendirdiğinizse sizin bakış açınızın tezahürü.



17 Mayıs 2021 Pazartesi

"mrb" ya da "emojiler" üzerinden !

 bu gece kül kedisi sindirella gibiyim,onikiye beş kala kendimle konuşmamı tamamlamam lazım inadım var.

kendi kendime hergün bir blog yazısı olacak dedim ya...

"mrb" ya da "emojiler" üzerinden haberleşiyoruz ya ,veyahut iletişim kuruyoruz ya (bende yapıyorum artık) dumanla,güvercinlerle haberleşme zamanlarından bu zamana en hızlı değişen sürecin bu olduğunun farkındamıyız sorusundayım?

"his" , hangisi olursa olsun önemli ,biliyorum,hisleri geçirmeninde önemini biliyorum,ne kadarını geçirebildiğimizi bilmiyorum.

hissiz olduğumuzu herhalde hiçbirimiz iddia edemeyiz.

peki ,şimdi böyle,beş yıl ya da bir yıl sonra daha neler değişecek?

saat onikiyi iki geçmiş,devamı sonraya ...

16 Mayıs 2021 Pazar

Layık olmak ya da olmamak !

 Meşhur "Olmak ya da olmamak" diye bildiğim tiradı "Layık olmak ya da olmamak" diye düşünürsek ne olur, kafamda kaç saattir.

Belki bütün "mesele" bu değil ama hayata şöyle hallice göz atınca ,çapaklı gözle değil sağlam bir gözle bakınca ,"mesele galiba" lar şekilleniyor.

Bilmece gibi yazdığımın farkındayım.

 Artık sorgulamalar gına verdiği için ;"kim kime layık ","ben buna layık mıyım","layığını buldu" gibi gibi işte. Siz çoğaltın dileğim...

Yazdıklarıma derinlik katayım diye endişem yok, "hepsi kendi kendimle konuşmalar" diye tariflemiştim yazdıklarımı başlarken.

Bütün gayretim, hayatımı becerebildiğim kadar basitleştirmek.

Basit olanın zor olduğunu da kabul etmiş hallerimle gerçekleştirme çabasındayım.

Tek meselemiz bu olsun diyenlere de saygım sonsuz bunca meselenin çinde.

Neden ,neye layığız , niçin ?


 



15 Mayıs 2021 Cumartesi

İlham Perisi geldi ...

 Haziran 2019 'dan bu yana notlar üstüne notlar almışım,ha bugün ha yarın oturup bloğuma bunları yazarım demişim,milatlar ilan etmişim,nafile ... 

Yazamamışım!

Şimdi saate falanda bakmadan oturdum bilgisayarın başına yazıyorum işte.

İlham Perisi (Perim demiyorum,başka bir yazmamda açıklarım) geldi geçtiğimiz günlerde,

işte ne bileyim ; anlattı,yazdı,konuştu ve galiba "niye yazmıyorsun?" dedi "Bak geldim!".

Ben İlham Perisi hep şiirler için gelir sanıyordum,öyle biliyordum,blog yazmayla ne alakası olur diyordum ...

Oluyormuş ve biliyormusunuz bu gelen İlham Perisi ezberi bozmak maksadı ile gelmiş,üzerimize sinmiş yaşanmışlıkları silkelemek için gelmiş birde.

Hatta başka gizli maksatlarıda vardır diyede düşünmedim değil ya,yazmamı tetiklediği için sesimi çıkarmadım.

Galiba bende O'nun her ne ise maksatlarına alet olmaya hazırmışım ki "Kendimle Konuşmalar" diye tanımladığım yazmalarıma başladım.

Üstelik bloğumu ne çok özlemişim ,farkettim.

Teşekkürler İlham Perisi,iyi ki geldin. 

Coğrafya kaderdir = Taşra ?

Fehim'in içten içe keyiflendiği anların kendi bakış açısıyla benim bir taşralı olmamı kanıtladığına dair duygu kabarmasını hissederek an...