19 Mayıs 2021 Çarşamba

John Lee Hooker,Carlos Santana and Etta James...

 bugün kendimle konuşurken ( bu satırları yazarken) Hooker,Santana,James'in 1986'daki konserleri eşlik ediyor bana .

rock n roll ile tanışıklığım 80'lerin başı.

kendi küçük stüdyomuzda ,profesyonel iş yaşantımızın ilk basamaklarında korkunç bir müzik çeşitliliği içinde kendimizi var etme çalıştayında ( o zamanlar bu kavramı bilmiyordum) tanışıklığım.

45'likler,long play'ler,60'lık,90'lık kasetler,Unkapanı'na gidişler gelişler...

o zamanın güncelini yakalama telaşları.

en çok ne satıyor,kaset dolum listelerine arşivimiz yetecek mi telaşları.

sanırım detaylarını dikkatlice notlayıp aktarabilirim süreç içerisinde,hikaye 70'lerin sonlarıylada ilintili.

anadolu folk rock'ta geliyor ama biz ara kuşak enteresan bir edepli kuşağız...

benim kendi adıma tuhaflaşmam,Amerika'da okuyan arkadaşım Kemal'in henüz Türkiye'de baskısı olmayan Pink Floyd-The Wall albümünü hediye getirmesiyle başlıyor.

ve ardı sıra Deep Purple ile tanışmayla edepsizleşmiyorum ama sözlerini anlamasamda ritmin içimdeki saklanmış hatta büzüşmüş isyankarlığımla örtüştüğünü hissediyorum.

ha ,hazır kasetlerde Müslüm Baba o dönem en çok sattığımız...

yıllar sonra bir Fransız etnomüzikoloğun kitabı sorularıma ( o dönemden kalan) kısmen cevap oluyor.  

konser kaydı bitti,yarın ne dinlesem?


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Coğrafya kaderdir = Taşra ?

Fehim'in içten içe keyiflendiği anların kendi bakış açısıyla benim bir taşralı olmamı kanıtladığına dair duygu kabarmasını hissederek an...