4 Eylül 2010 Cumartesi

ne kadar çok su olmak istemişim meğer...?

"ne kadar çok su olmak istemişim meğer?

duru, yalın, arınmış, akan.
suyun izini sürdükleri için belki göçmen kuşlara olan tutkum..
belki de su olmanın göçebe ruhla ilişkisinden.
suyun duruluğunun "durmak" eylemi olmadığından,
suyun yalınlığının derinliğinden,
suyun arınmışlığının olgunluğundan,
suyun akabilirliğinin coşkusundanmıdır bilmem bu kadar çok "su" olmak istemem.
ya da suyun hayatla dolu dolu ilişkisinden,
can katmasından.
ne kadar çok su olmak istemişim meğer!


EKREM ŞENTÜRK


ÇÖZÜLMELER 2..SAPANCA/KIRKPINAR"

zaman:
Etiketler: , , , , , ,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Coğrafya kaderdir = Taşra ?

Fehim'in içten içe keyiflendiği anların kendi bakış açısıyla benim bir taşralı olmamı kanıtladığına dair duygu kabarmasını hissederek an...

  • ..yağdı yağmur, çaktı şimşek ve yapay zeka !
      4 Mart'tan bu yana ya ha yazdım ha yazacağım yazamamışım... oysa ki hep yazmak tutkusuyla yanıp tutuşuyorum. sonunda bir başlık yakala...
  • Mahzen ...
    Hayır çocukluğuma inmeyeceğim, sadece mahzende kalmış fotoğraflarla konuşmak niyetim. Siyah beyaz günler, filmler, şarkılar üzerinden belki ...
  • Çıfıt Çarşısı
    Zülkade haklıydı. Hayatımda evim gibi bir çıfıt çarşısıydı. O çıfıt çarşısının dokunulmazlığından temizlikçi kadınlarla da anlaşamıyor evimi...